NELER OLUYOR, HABERİNİZ VAR MI?

BUDDHA der ki, “Mutluluk sahip olduklarınıza ya da kim olduğunuza bağlı değildir, mutluluk sadece düşüncelerinizdeki ferahlıktır.” Bugün düşüncelerimizdeki ferahlığın derecesini ölçmeye var mısınız? Tabii bu da doğal olarak ne kadar mutlu olduğumuzun da bir göstergesi olacak. ***Haziran 2020 sonuçlarına göre, açlık sınırı 2.431 TL, yoksulluk sınırı 7.919 TL olmuş uçan Türkiye’de, uzmanlara göre henüz krizin başındaymışız, esas kriz Ekimden sonra gelecekmiş, 56 milyonumuz aç ve yoksulken, destan yazıyormuşuz HABERİNİZ VAR MI? ***Dış borcumuz 465 milyar doları bulmuş. Bu borcun tamamını taşımaya kalkışıp kamyonlara yükleseymişiz, 10 tonluk 465 kamyon gerekirmiş HESAP EDENİNİZ VAR MI? ***1923 -1938 arasında kalkınma hızımız ortalama yüzde 10, sanayileşme hızımız yüzde 19’du. Bu o yıllar için bir dünya rekoru idi Sanayileşme de Japonya’dan önde gidiyorduk! HATIRLAYAN UMURSAYAN VAR MI? ***Okullar velilerden çocuklarının kayıt yapılması için çamaşır suyundan sıvı sabuna, paspastan temizlik bezine, tuvalet kâğıdından kâğıt peçeteye kadar aklınıza ne gelirse istiyormuş DUYANINIZ VAR MI? *** Sadece 2020 Temmuz Ayında erkekler tarafından 36 kadın öldürüldü, 11 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Bunlar kayıtlara geçenler! İstanbul Sözleşmesini uygunsuz bulanlar bu verilere dikkat çeken, içimiz kanayarak isyan eden, karşı gelen, çocuklarımızın kaderinin böyle olmaması için kendini hiçe sayan biz kadınlara fahişe diyor! Bu gidişata HAMDOLSUN DİYENİNİZ VAR MI? ***600 bin dolayında mühendis ve şehir plancısının işi bulamadığını, ya da mesleği dışında işlerde çalıştığını duyunca, BU GEREKSİZ ALANDA OKURKEN BANA MI SORDULAR DİYEN YÖNETİCİLERİNİZ VAR MI? *** Pandemiden dakikada 7 kişinin öldüğü bir dünyada, ülkemizde 55 bin kişinin karantinaya alındığını duyuran İçişleri Bakanlığı verilerine rağmen, her gün binli sayılarda vaka bildiren Sağlık Bakanlığı 31 Ağustosta 18 milyon çocuğun okullara gitmesi için start veren Milli Eğitim Bakanına ne diyor, DUYANINIZ VAR MI? Gelelim şimdi başta sorduğumuz soruya: Düşüncelerimizde ferah mıyız? Ne kadar mutluyuz ölçebildik mi? Cevap yok biliyorum! Afedersiniz ama, bizim gibi ağzı-dili bağlanmış, konuşma ve yazma özürlü, düşüncesini bile özgürce söylemeye çekinen  başka millet VAR MI? İsterseniz bu yazıyı  R. Tagore’nin dizeleri ile bitirelim. Biraz daha az sıkıntılı ama çok umutlu bu dizelerin gizinde sevinelim: Yaşadığımız coğrafya zor, şartları ağır. Yüreği daha fazla küstürmemek lazım. Sırtımızda ağır küfeler, her gün katlanan. Ve koşullar bir türlü düzelmeyen. Sevgiye çok ihtiyacımız var. Ufakta kara bir kış görünüyor. Ancak birbirimize sokularak atlatırız o günleri. Kırın o sert, o ağır kabuklarınızı. Kurtulun bu yükten. Korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize. Yalnızlığa mahkum ediyor bizleri. Hem hepimiz bir yıldızız. Ne çıkar ateşböceği sansalar bizi.   Bu hafta ben bunu düşüneceğim yana yana... Saygı ve dostlukla...