
MİKROPLARDAN ARININ!
Büşra Bütün: “YAŞAMAK BİR AĞAÇ GİBİ TEK VE HÜR VE BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇESİNE...”
Kar
yağıyor günlerdir. Beyaz, saf ve kusursuz...
“Kar
yağınca mikroplar ölürmüş” diye bir söz vardır ya hani halk arasında, sizce de
mikroplarımızdan arınmış mıyızdır?
İçimizdeki
kötülüklerden, bitmeyen kıskançlıklarımızdan, başkalarının arkasından iş
çevirmekten…
Arınmış
mıdır gerçekten tüm mikroplar?
İnsan
olabilmenin erdemine kavuşmuş olabilir miyiz?
Beyaz
saflıktır, doğru!
Peki
içimizdeki kara yanımız beyaza dönmüş müdür?
Bir
çocuğun masumiyetine bürünmüş olabilir miyiz?
Bir
kartopunun soğukluğunu elimizde hissettiğimizde içimiz ısınmış mıdır, ne
dersiniz?
Keşke iyi olmak bu kadar zor
olmasaydı
diyorum bazen. Keşke hiç büyümeseydik! Hatta keşke hep karda oynayan bir
çocuğun soğuktan kızarmış burnuyla kalsaydık…
Öylesine
çok “keşke” var ki bu hayatta!
Halbuki
bir bardak çayla, bir montla veya odun cızırtılarının duyulduğu bir sobayla
ısınan çocuklardık biz. Ne kadar masum, ne kadar canlı…
Şimdiyse
o masum çocuklar, otuzlarında veya kırklarında birer yetişkin oldular. Yetişkin
olmak içimizdeki “iyi”yi öldürmek mi demekti, hiç öğrenemedik!
Etrafımızda
kol gezen kötülüğe teslim olmayı mı gerektirdi yetişkin olmak?
O
kötülüğe yine kötülükle karşılık vermeyi…
Oysa
ki “iyiler kazanır” denmez miydi bize her zaman?
Neden
kazanma şansımız varken zorla ya da hırsla yakalamaya çalışıyoruz bir şeyleri?
Neden
beyazın saflığında boğmuyoruz benliğimizi?
Neden
karla kaplı bir tepenin üstünden aşağı kaymıyoruz çıplak ayak?
Tercihlerimiz
bizi bugünlere getirir, unutmayın!
Attığımız
her adım, söylediğimiz her söz ve gittiğimiz her yol…
İyi
ve kötü karşınızda dümdüz dururken hangisini seçeceğiniz size kalmış tabii ki.
Ama
bir öğrenebilsek mesela…
Çocuklarımıza
sahip çıkabilmeyi, büyüklerimize saygısızlık etmemeyi, kıskançlık yapmaktansa
takdir edebilmeyi, muhtaçlara yardım edebilmeyi, birbirimize her konuda destek
olabilmeyi, güzel sözleri lugatımıza eklemeyi, hayvanlara değer verebilmeyi,
paylaşımcı olmayı ve daha nicelerini…
Sene
oldu 2022!
Hep
birlikte öldürelim mi mikropları?
Arındıralım
mı kalbimizi kötülüklerden?
İyiliği
gösteren o dönemeçten dönelim mi hep birlikte?
Kar
kadar saf ve beyaz olalım mı?
Kar
tanelerini örnek alalım kendimize, olmaz mı?
Hani
milyonlarca kar tanesinin gökyüzünden düşerken birbirine hiç zarar
vermeyeninden!
Bizler
de eşsiziz aslında. Eşsiz olmayı üstünlük olarak görmeyelim şu kısa hayatta.
Bizleri
o “iyilik” dediğimiz mucize kurtarabilir sadece, unutmayın!
Bir
virüs eğer çaresi yoksa ölümcüldür. Peki ya çare kalbimizdeyse? Kalbimiz de
ellerimizde…
O
ellerle isterseniz o kalbi kara çukura atarsınız, isterseniz aydınlığa
kavuşturursunuz.
Şimdi
sıra sizde…
Var
mısınız mikroplardan arınmaya?