
Bugün günlerden 28 Ekim, “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.”
Büşra Bütün: “YAŞAMAK BİR AĞAÇ GİBİ TEK VE HÜR VE BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇESİNE...”
99 yıl önce bir ülke çökmek üzereyken atılan adımlar ve bugünkü konumumuz…
Bugün günlerden 28 Ekim, “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.”
Ne kadar umut dolu ve gururlu sözler değil mi?
Monarşi gibi bir sistemden cumhuriyete geçmenin zorlukları tartışmaya açık bir konu bile değildir. Halkın onca yıl gelen alışkanlığını değiştirebilmek ve gelecek sistemin bize neler vaat ettiğini algılayabilmek 99 yıl önce o kadar da kolay değildi.
Aslına bakarsanız şimdi bile bunu idrak edemeyenler olduğunu çok net bir şekilde görebiliyoruz.
Monarşi mi, cumhuriyet mi?
Düşünmeden, sorgulamadan ve araştırmadan cevap verecek kesim, bu ülkenin topraklarında yaşıyordu ve hala yaşamaya devam ediyor.
Maalesef!
Mustafa Kemal Atatürk, ileri görüşlü ve cesur bir lider olmasaydı bugünün temelleri atılabilir miydi, diye düşünen çok kişi olduğuna eminim.
Savaşın etkileri, işgalle mücadele ve insanların güvensizliği de eklenince o dönemde atılması en zor adım olarak görülebilir.
Ama Atatürk bunu zor olarak görmemiş ve ulusumuzun geleceği için en doğru kararı almıştır. Bunu yaparken arkasında onu destekleyen bir ekip ve halkın gücü yadsınamaz bir gerçektir tabii ki.
Yine de bu gücün bize neler kattığını göremeyenler olduğunu algılamakta güçlük çekiyorum. Özgür olmak, demokratik olmak, eleştirebilmek, sorgulayabilmek, seçme hakkı ve daha niceleri…
Cumhuriyet, başlı başına bir devrimdir. Atatürk’ün devrimi, bizim umudumuz…
Hasta bir adamı yeniden iyileştirmek ne kadar zorsa, yıkılmış ve çökmüş bir devleti toplamak ve onu yeni bir devlet haline getirmek de o kadar zordu. Ama Atatürk ile birlikte inanan ve başaran insanlar, bize bugünleri armağan etti.
Türk bayrağı gören bir insanın duygulanması ve bu memleketin topraklarına sahip çıkması, şüphesiz ki Ata’mızın bize emanetidir.
Aslında sahip çıkmamız gereken şey sadece toprak ve memleket değildir. Kültürümüz, inancımız, sağduyumuz bizi biz yapan şeylerdir ve maalesef geriye dönüp baktığımda 99 yıl önceki inancın ve umudun şimdilerde olmadığını üzülerek görüyorum.
Atatürk yaşasaydı…
Yeniden Cumhuriyet’i ilan etseydi…
Yeniden bizimle olsaydı…
Yeniden bize umut olsaydı…
Bundan sonraki tek temennim, gençlerin bu ülkeye ve emanet edilenlere sahip çıkmasıdır. Atatürk’ün bizler için yaptıklarına kol kanat germeleri ve onun adıyla gurur duymalarıdır.
Biz çok şanslıyız ki; böyle bir lideri gururla anabiliyoruz. “Bizim” diye nitelendirebiliyoruz ve her sene Cumhuriyet’i yeniden ilan edebiliyoruz. Zorlukların üstesinden inançla ve azimle kalkılabileceğini bize gösteren, belki de imkansızı başaran Ata’mızı saygıyla anıyorum ve bize emanetleri için sonsuz minnet duyuyorum.
İyi ki…
Bugün günlerden 28 Ekim, “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.”